Çok yorulduğunuz bir iş gününün sonunda şehrin sıkıcı kalabalığından ve trafiğinden bunalmış evinize bir an önce varmayı arzularken, kafanızı bulunduğunuz toplu taşıma aracının camına dayadığınız an gözlerinizi kapatın ve coğrafyasıyla göz kamaştıran, mimari yapıların korunduğu, havası temiz, insanlarının mutlu olduğu, hayatın akışının yavaşladığı bir şehirde yaşadığınızı hayal edin. Aslında bu mümkün.
İtalyanca Citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş, sakin) kelimelerinden oluşan Cittaslow, “Sakin Şehir” anlamına gelen, yüksek yaşam kalitesinin hedeflendiği şehirleri içeren bir harekettir. Küreselleşen dünyamızla birlikte tüketimin üretimi geride bıraktığı, insanları hızlı yaşamaya mecbur bırakan yaşam alanlarına dönen şehirlerimizin aksine Cittaslow hareketi, Cittaslow Türkiye Organizasyonu’na göre “İnsanların birbirleriyle iletişim kurabilecekleri, sosyalleşebilecekleri, kendine yeten, sürdürülebilir, el sanatlarına, doğasına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkan ama aynı zamanda altyapı sorunları olmayan, yenilenebilir enerji kaynakları kullanan, teknolojinin kolaylıklarından yararlanan kentlerin gerçekçi bir alternatif olacağı hedefiyle yola çıkmıştır”.
Cittaslow’un Tarihi
Sakin Şehir hareketinin tarihine bakacak olursak, 1999 yılında İtalya’da Greve in Chianti’nin eski belediye başkanı Paolo Saturnini’nin öncülüğüyle şehirlerin yaşam şartlarını sorgulama ve iyileştirmesi amacıyla hayata geçirilen bu hareket, kısa bir süre içerisinde İtalya’nın 4 küçük ilçesi olan Chianti, Orvieto, Bra ve Positano belediyeleri ve Slow Food (Yavaş Gıda) ağının kurucusu Carlo Petrini tarafından benimsenmiştir.
Sakin Şehir hareketi, endüstriyel kaynaklı hava kirliliğinin ve çarpık kentleşmenin hakim olduğu, trafik sorunları olan, kömür, petrol ve doğalgaz gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarına bağımlı metropollerin aksine kentlerin kendilerine ait özellikleriyle zenginliğini korumayı hedefleyerek küreselleşmeye karşı gelmektedir.
Cittaslow Ağına Katılmak İçin Gerekli Olan Kriterler Nelerdir?
Öncelikle birliğe başvuracak kentlerin nüfuslarının 50.000’den az olması ve kent yönetiminin Cittaslow felsefesi ile uyumlu olmaları gerekmektedir. Daha sonra, Cittaslow Birliğinin belirlemiş olduğu 72 kriter aşağıda yer alan başlıklar altında değerlendirilmektedir:
• Enerji ve Çevre Politikaları
• Altyapı Politikaları
• Şehir Yaşamının Kalitesi Politikaları
• Tarım, Turizm, Esnaf ve Zanaatkârlar Hakkında Politikalar
• Misafirperverlik, Farkındalık ve Eğitim Politikaları
• Sosyal Uyum
• Ortaklıklar
Bu başlıklar özelinde değerlendirilen hususlara hava ve su temizliğinin yasa tarafından belirtilen parametrelerde olduğunun belgelenmesi, özel taşıt kullanımına alternatif olarak eko ulaşım planlanması, yeşil alanlarda kullanılan beton miktarı, tarımda GDO kullanımının yasaklanması vb. örnek verilebilir.
Şehirler belirtilen standartlara göre denetlendikten sonra kriterleri karşılamaları durumunda Cittaslow’un planlı ekonomik küçülme hareketiyle paylaştığı logosu olan ‘Salyangoz Bayrağı’nı dalgalandırma hakkına sahip olur.
Dünyada Cittaslow
Üç belediyeyle başlayan Sakin Şehir hareketi, Cittaslow Türkiye Organizasyonu’nun verilerine göre, 31 ülke ve 278 kentte etkisini göstermektedir.
Türkiye’de Cittaslow
2009 yılında Seferihisar ile ilk kez Cittaslow üyeliğini alan ülkemiz, 2020 yılı itibariyle 18 kent ile Cittaslow üyesi olarak yer almaktadır. Ahlat, Akyaka, Eğirdir, Gökçeada, Güdül, Göynük, Gerze, Köyceğiz, Halfeti, Mudurnu, Perşembe, Seferihisar, Şavşat, Taraklı, Uzundere, Vize, Yalvaç ve Yenipazar.
Günümüzde metropollerin de sürdürülebilir ve sağlıklı yaşanabilecek alanlar olmasını hedefleyen Cittaslow Metropolis’in ilk pilot projesine 30 Haziran 2022’ye kadar ev sahipliği yapacak olan İzmir Büyükşehir Belediyesi, gelecek nesillere ve hayatlara iyi bir miras bırakma yolunda ilerliyor.
Siz de doğaya verilen değeri hissedebileceğiniz, insanları mutlu olan, sürdürülebilir ve hayatın yavaş bir şekilde ilerlediği bir kentte tatil yapmayı düşünüyorsanız bu şehirleri gezi rehberinize eklemenizde fayda var.