Suyun yeri azımsanamayacak kadar çok hayatımızda. Suyu içiyor, suyun içinde yüzüyor, suyu keyifle izliyor ve sayesinde birçok alanda üretim yapıyoruz. Su ile varlığımızı sürdürüyor, bu dünyada vücut bulabiliyoruz. Bu bağlamda su kaynaklarının bilinçsiz tüketimi ve suyun kalitesinin bozulması gibi konuların gündemde yer almasıyla birlikte 1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 22 Mart Dünya Su Günü olarak ilan edilmiştir. UNICEF’e göre dünyada 2,1 milyar insan temiz içme suyundan, bu sayının iki katından fazlası ise güvenli sanitasyondan yoksun. Peki ya siz hiç temel insan haklarınızdan yoksun oldunuz mu? Sahip olduğumuz erişim lüksü birçok alanda olduğu gibi suya erişim konusunda da bizim için sıradan geliyor. Bireysel olarak başlayan bu tüketme alışkanlarımız, aile ve topluma yayılarak etkisini gösteriyor fakat şunu bilmeliyiz ki Türkiye su zengini bir ülke değil, aksine su stresi çeken bir ülke. WWF Türkiye’ye göre bugün 1.519 olan kişi başına düşen su miktarı 2030 yılında 100 milyonluk nüfusla 1100 ‘e düşecek. Bu veri de su kaynaklarını verimli kullanmamız gerektiği yönünde bir uyarıcı niteliğinde. Genel olarak Türkiye’de Devlet Su İşleri (DSİ), Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün yanı sıra İller Bankası, İl Özel İdareleri, Sulama birlikleri, çiftçiler ve tüketiciler su yönetimi, suyun korunması ve su tüketimi gibi başlıklar altında faaliyet göstermektedirler. Bilindiği üzere evrensel nitelik taşıyan çevre sorunları çok yönlü ve karmaşıktır. İnterdisipliner çözümler gerektiren su sorunlarında ise sosyal, ekonomik, politik ve çevresel etkiler söz konusu olup paydaşların birliği son derece önemlidir. Bir bütünün parçası olan her birim, suyun varlığına duyduğu minnetle, tüketiminin bilincinde olarak suyu korumalıdır.
‘’Binlerce kişi sevgisiz yaşadı, biri susuz değil’’ demiş şair Wystan Hugh Auden. Öyle ya bizleri susuz nasıl bir gelecek bekliyor? Daha doğrusu bir gelecek bekliyor mu? Son olarak sizi bu düşüncelerle baş başa bırakıp su kaynaklarımızı korumak için bireysel olarak yapabileceklerinize değinmek istiyorum:
• Bulaşıklarınızı elde yıkamayın.
• Çamaşır ve bulaşık makinelerinizi dolmadan çalıştırmayın.
• Doğa dostu temizlik ürünleri kullanın. Emin olmak için ürünlerin ambalajını kontrol edebilirsiniz.
• Su tasarruflu musluk ve duş başlığı kullanın, içme suyu için su arıtma sistemlerini tercih edin.
• Musluklarınızın su damlatmadığından emin olun.
• Bahçenizi ve çiçeklerinizi akşamüzeri veya sabah erken saatlerde sulayarak buharlaşmayı önleyin.
• Denizlere, göllere, nehirlere çöp atmayın, atanları uyarın. Bu alanlarda gönüllü çöp toplama etkinliklerine katılın.
• Çevre dostu kıyafet ve kişisel bakım ürünleri kullanın.
• Pet su şişesi kullanımını azaltın.